Duyuyorum ama anlamıyorum!’’ diyorsanız, eh bir de 45+ yaşınız varsa sizleri şöyle buraya doğru alalım biraz. Yaşlılık sadece görünüşümüzü mü etkiler? Tabii ki hayır! Bizler yaş aldıkça, yaşlandıkça organlarımız da bizimle beraber yaşlanmaktadır. Eh, öyleyse kulaklarımızın da bizi yarı yolda bırakmaya başlaması normal değil mi?
Peki nedir bu yaşlılığa bağlı işitme kaybı? Biz literatürde buna ‘’Presbiakuzi’’ diyoruz, ‘’Sensitif Presbiakuzi.’’ Özellikle 40’lı yaşlarımızdan itibaren başlayıp çok sinsi ilerleyen ve genelde iki kulağımızı eşit derecede etkileyen bir işitme kaybı türüdür. İlk başlarda farkedemeyebilirsiniz. Fakat sonrasında bir bakmışsınız ki söylenenleri anlayamıyorsunuz, televizyonu duyuyorsunuz ama anlamıyorsunuz... Sonra o televizyon sesleri açılmaya başlanır. Eh tabii evde bizlerle beraber yaşayan ailemiz de bu durumdan şikayetçi olmaya başlarlar.
‘’E ama duyuyorum neden anlamıyorum?’’ derseniz, bu işitme kaybı öncelikle konuşma frekanslarını ve yüksek frekansları etkilemektedir. Bu frekanslarda kayıp meydana geldiği zaman bu frekansa denk gelen sesleri ve harfleri anlamamız zorlaşmaktadır. Bir yerden sonra ağız okuyarak insanları anlamaya başlarsınız ve bu ağız okuma eylemini tamamen bilinçsizce yaparsınız.
Öncelikle en yakın zamanda bir KBB hekimine muayene olmanız gerekmektedir. Doktora gittiğiniz de sizden saf ses odyometrisi ve konuşma odyometrisi testlerini isteyecektir. Saf ses odyometri testinde yüksek frekanslarda düşüş, hatta ilerlediyse tüm frekansları tutan bir kayıp, konuşma odyometrisinde ise konuşmayı alma eşiğinde artış, konuşmayı ayırt etme skorlarında düşüş gözlemlenir. Çıkan test sonucunuzla işitme merkezlerine gidip, kaybınıza uygun cihaz seçebilirsiniz. Unutmayın, duymak en az görmek kadar önemli bir duyudur. İşitme kaybınızın yaşam kalitesini düşürmesine izin vermeyin, kaybınıza uygun cihazı kullanmaya başlayarak herkesi, her şeyi yeniden duymaya başlayabilirsiniz !
Sağlıklı günler dileriz..
ODYM : Merve KARAKOÇ
